Mustafa Selami Efendi Tekkesi

Asırlık Mirasın Huzur Veren Atmosferi

Eyüpsultan'ın tarihî dokusu içinde yer alan Mustafa Selâmi Efendi Tekkesi, 200 yılı aşkın süredir manevi bir durak ve kültürel bir mirasın taşıyıcısıdır. Osmanlı döneminde Nakşibendiyye geleneğinin yaşatıldığı bu eşsiz yapı, kurucusu Mustafa Selâmi Efendi’nin ismini taşımaktadır.

Tekkenin ahşap mimarisi, tevhidhane, türbe ve selâmlık bölümleriyle geç dönem Osmanlı tekke mimarisinin zarif örneklerinden biridir. 1985 yılında başlayan titiz restorasyon çalışmaları sayesinde yeniden hayat bulan tekke, bugün kültürel ve manevi buluşmalar için huzur dolu bir mekân sunmaktadır.

Basit bir bahçe kapısından geçerek adım attığınız Malta taşı döşeli avlunun ortasında sizi zarif bir şadırvan karşılar. Sekizgen planlı mermer haznesi, köşelerinde minyatür Korint başlıklı sütunçelerle yumuşatılmıştır. Dört yüzünde birer musluk, diğer dört yüzünde ise maşrapa kaideleri bulunur. Muslukların üzerinde, dört yüzde dörder mısradan oluşan toplam on altı mısralık bir kitâbe yer alır. 1813 tarihini veren bu manzum metin, şair Râzî tarafından kaleme alınmış olup, bâninin adının yanı sıra “tekye-i dârüsselâm” terkibini taşır.

Tevhidhane, türbe ve selâmlık yapılarının çevrelediği bu alan, geçmişin derin izlerini günümüzün estetik anlayışıyla birleştiren özel bir atmosfere sahiptir. Mustafa Selâmi Efendi Tekkesi, tarihî mirasını koruyarak modern çağın ihtiyaçlarına cevap veren, beden ve ruh sağlığını estetik düşünceyle buluşturan bir yaşam rehberidir.
Geçmişin huzurunu, bugünün samimiyetiyle buluşturan bu mekân; manevî bir durak arayan herkese kapılarını aralıyor.